22 Nisan 2010 Perşembe

ÖTK seçimlerinde ne oldu?



Binlerce Hacettepelinin temsilcilerinin belirleneceği ÖTK seçimlerinden birçoğumuz haberdar olamadı ancak seçim sonrası eski ve yeni yönetim arasında karşılıklı olarak öne sürülen skandal iddialar Beytepe’de döndü dolaştı. Beytepe Postası Gazetesi olarak bu iddialara açıklık getirmek için eski ve yeni yönetimle ‘seçimlerde ne oldu?’yu konuştuk.

Beytepe Postası: ÖTK Seçimlerinde neler oldu?
ÖTK Başkanı Burak Bahadır: Öncelikle bu konu üzerine bu şekilde eğildiğiniz için ve bu konuya göstermiş olduğunuz hassasiyet için Beytepe Postası Gazete’sine ve sizlere çok teşekkür ediyorum. Gelelim soruya. ÖTK Seçimlerinde ne oldu? İlk seçimden önce yaşananları konuşarak başlayalım. İki şey dışında normal bir seçim süreci geçiriyorduk(23 Kasım’dan önce). O dönemki Edebiyat Fakültesi Temsilcisi ve Sağlık Bilimleri Fakültesi temsilcilerinin temsilcilikleri dışında. Bu arkadaşlardan birisinin 4. Dönemi(Edebiyat) diğerinin 3. Dönemi(Sağlık Bilimleri)’ydi temsilciliklerinde ve maalesef YÖK Öğrenci Konseyi Yönetmeliğinin, en son(2005) güncellenmiş halinin İkinci Kısım Üçüncü Bölüm Mad-de 9 d bendi uyarınca “Bir temsilci en fazla üst üste iki dönem görev yapabilir” diyordu. Biz, seçimlere yaklaşık 1 ay kala arkadaşlarımızı uyardık, üniversite yönetimine dilekçeler verdik. Bu arkadaşlara da defalarca durumu hatırlattık. Ancak arkadaşlarımız, yıllardır oturdukları bu koltukları daha genç arkadaşlara bırakmak yerine ısrarla seçimlere girdiler. Dilekçelerimize de seçim tarihine kadar bir yanıt alamadık. Ve sonunda 23 Kasım günü geldi, seçimler başladı. Seçim salonunda durumu bir kez daha hatırlattık fakat bu arkadaşlarımız bu kez de “Daha önce istifa ettiklerini” öne sürdüler. Bu arada seçim salonunda; tanımadığımız, hatta öğrenci olup olmadığından bile tam olarak emin olamadığımız bazı insanlar salonu garip bir şekilde etki altına alıyorlardı. Seçim yapıldı ve benim ekibim 15-11 seçimi kaybetti. İlk seçim tecrübesizliğimizdi ve bu salondaki ekstra insanların kim olduklarını sormak veya dışarıya alınmalarını talep etmek aklımıza bile gelmemişti. Ama bundan da önemlisi o anda temsilcilik nitelikleri taşımayan iki tane arkadaşımızın temsilci olarak seçime girmiş olması ve hatta bunların bir tanesinin başkan seçilmiş olmasıydı. Seçim bitti ve ikinci süreç yani temsilciliklerin düşmesi süreci başladı. Biz, YÖK’e de dilekçe yazmaya karar verdik ve yazdık. Bir süre sonra üniversitemizden, dilekçelerimizin yürürlüğe konulduğu ve araştırmaların başlatıldığı haberi aldık. Geniş bir spekturumda, yaklaşık 2 ay araştırmalar devam etti ve sonuç olarak bu 2 arkadaşın daha önce istifa etmediği, şu anda temsilcilik yapma haklarının bulunmadığı gerekçesiyle temsilcilikleri düşürüldü. Bu gibi usulsüzlüklerden ötürü bir daha aday olamayacakları açıklandı. Ancak, temsilcilikleri düşürülen arkadaşlar sadece onlar değildi. İlginç bir şekilde Tıp Fakültesi Temsilcisi olarak benim temsilciliğim ve Spor Bilimleri Temsilcisi olarak benim bir arkadaşımın da temsilciliği düşmüştü. Bizim temsilciliğimizin düşürülmesinde 1999 yönetmeliği baz alınmıştı. Gerekçe ise, Türkçe ve İngilizce bölüm temsilcilerinin ayrı ayrı, arkadaşımın program temsilcilerinin ayrı ayrı seçime girmemiş olmasıydı. Fakat bizim tekrar aday olma haklarımız vardı çünkü sadece seçim konseptinde hata görülmüştü. Yani bizde değil, seçim şeklinde hata vardı. Netice itibariyle bu 4 fakültenin seçimleri yenilendi. Fakat, edebiyat fakültesinin yeni seçilen temsilcisinin yine temsilcilik niteliklerine uygun bir temsilci olmadığı ve ortalamasının 2.00’ın altında olduğu ortaya çıktı. Bu arkadaşımızın temsilciliği de düşürüldü. İkinci seçime geldiğimizde (8 Mart) salonda toplam 25 adet seçmen, divan kurulu üyeleri, üniversite yönetiminden hocalarımız ve yine kim olduğunu tam olarak bilemediğimiz, öğrenci olduklarını iddia eden bazı insanlar vardı. Ama biz bu kez tecrübeliydik çünkü bir önceki seçimde salonu etki altında bıraktıklarını çok iyi biliyorduk. Temsilci olmayan insanların dışarı alınmasına yönelik dilekçe verdik ve uygun görüldü. İşte ne olduysa o zaman oldu ve salonu etki altına alan, kim olduğu belli olmayan bu insanların dışarı çıkarılmasına; diğer aday ve ekibi bü-yük ve garip tepkiler göstermeye başladı. Bu insanların dışarı çıkarılması neden bu kadar problem olmuştu bunu kamuoyu vicdanına ve yorumuna bırakıyorum. Bunun ardından, muhtemelen, seçmenleri etki altında bırakamayacaklarını ve seçimi kaybedeceklerini anlayan diğer aday ve ekibi salonu terk ettiler. Divan Kurulu Başkanımızın ve Seçimi Yöneten Akademisyen Hocamızın tüm ısrarlarına rağmen seçim salonuna geri girmediler. Dışarı çıkan seçmen sayısı 10, içeride kalan seçmen sayısı 15 idi. Salt çoğunluk sağlandığı için seçime geçildi. Ben aday olarak çıktım ve 14 oy alarak başkan seçildim. 1 oy ise boş çıktı.
BP : Bir diğer iddia ise Tıp Fakültesi Dekanı’nın diğer fakülte dekanlarıyla sizin için görüştüğü iddiası… B.B.:Üzülerek söylüyorum ki bu çok zavallı ve aciz bir iddiadır. Bu iftiranın ne şekilde, nereden atıldığını tam olarak bilmemekle birlikte; tıp fakültesi dekanı gibi Harvard Üniversitesi’nde kürsü sahibi, ülkemizin; sağlık alanında dünya devletleri arasında ilk sıralara oturmasında büyük emekler sarf etmiş, dünyanın önde gelen bilim adamlarından birisinin böyle şeylerle uğraşması söz konusu olamaz ve vakti de olmaz. Zaten kimsenin böyle bir şeye inandığını zannetmiyorum. Dekanımızı tanıyanların veya araştıranların beni daha iyi anlayacaklarını düşünüyorum.
B.P.: Okuldaki demokratik gençlik örgütleri ve öğrenci topluluklarıyla ilişkileriniz ne boyutta olacak? Stand açma yasağının kaldırılması, kulüp kurmanın önündeki bürokratik engellerin azaltılması ve toplulukların daha işlevsel hale gelmesi için çalışmalarınız olacak mı? B.B.: Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki bu arkadaşlarımız bu üniversitenin öğrencileriyse ve bizler de onların temsilcileriysek, onların bizlere sıkıntılarını iletmeleri en doğal hakları ve bizim bunlara çözüm aramamız en bü-yük görevimiz. İlişkilerimiz süreğen bir temas içinde ve samimi olmalı diye düşünüyorum ve bunun için de elimizden geleni yapacağız. Stand yasağının kaldırılması ve bürokratik engellerle ilgili çalışmalarımıza göreve gelir gelmez başlamıştık zaten ve devam da ediyoruz.
B.P.: Şenlikleri dışarıya kapatacak mısınız? bu seneki şenlikler geçen senelerdeki şenliklerden ne farkı olacak? B.B.: Kesinlikle evet. Üniversite öğrencisi dışında ODTÜ, Ankara, Bilkent öğrencileri girebilecek. Kriterimiz öğrenci olup olmaması, hiç kimse kampüse giremeyecek. Yani her 10 TL vereni içeri almamız söz konusu olamaz. Hırsızı var, kapkaççısı var, sapığı var vs. Bizim için gelen sanatçıların isminden çok öğrenci arkadaşlarımızın sağlığı önemlidir. Daha da önemlisi, buradan elde edilen gelirler “BURS FONU”na aktarılacak(Daha önceki şenliklerde hiç böyle bir şey yapılmamıştı). Maddi durumu iyi olmayan birçok arkadaşımıza destek olunacak bu gelirlerle…
B.P.: Eski ÖTK yönetimin hakkında kampüste dolaşan şenlik yolsuzlukları iddiaları hakkında ne düşünüyorsunuz? B.B.: Bu konuda çok fazla konuşmak istemiyorum. Umuyorum ki geçmiş yıllarda buralarda bulunan arkadaşlarımız da buraya emek vermişlerdir, iyi niyetlidirler.
B.P.: Yeni projeleriniz nelerdir? Örneğin Yemekhane zammı gündemde. Zammı durdurmak için birşeyler yapacak mısınız? Dahası kapatılan fakülte kantinlerinin yeniden açılması ve yurt kantininden tekrardan bütün Hacettepe öğrencilerinin faydalanması için bir planınız var mı? B.B.: Kısaca, başlık halinde birkaçından bahsedeyim İdaride-öğrenci belgesi ve transkript alımının ücretsiz olması, sağlıkta-arkadaşlarımızın mediko yerine Hacettepe Hastanelerinde de dilediği zaman muayene olabilmeleri, sosyal alanda-üniversitemize spor kompleksi ve yüzme havuzu yapılması, ulaşımda-servis fiyatlarının biraz daha aşağı çekilmesi ve kam-püs içlerinde, beytepe kampüsü-köprü arasında ücret-siz ring sağlanması, eğlencede-şenliklerle ilgili yukarıda saydıklarım ve buradan elde edilen gelirle maddi durumu iyi olmayan arkadaşlarımıza burs imkanı sağlanması vs… Yemekhane zammı şu an için biz ertelettik. Ve elimizden geldiğince erteleteceğiz. Sadece şöyle bir şanssızlığımız var, yemeklere yaklaşık 3 senedir zam yapılmıyordu ve vakit gele gele bizim yönetimimize denk geldi. Fakat biz bunu mazeret olarak göstermiyoruz ve göstermeyeceğiz de. Eğer zam gelirse biz bunu bizim başarısızlığımız sayarız, ama bu yıl içinde zam yaptırmazsak da bu bütün öğrencilerimizin başarısı olsun. Biz bu gayedeyiz. Kan-tinlere gelince, bu da çok sıkıntılı bir konu. Arkadaşlarımızın kaygılarını gerek mesaj ve maillerinden gerekse de temsilci arkadaşlarımızdan alıyorum. Buradaki kantin ihalelerinin daha aşağı fiyatlara çekilme-sine uğraşıyoruz ki kantin sayıları artsın. Fakültelerde kantinler yeniden açılabilsin. Yurt kantinine duvar örülmesi bizim yönetimimize denk gelseydi, emin olun bunu engellerdik. Şu an örülmüş olan duvarın tekrar açılması için uğraşıyoruz ve inanıyorum ki buna mantıklı bir çözüm yolu bulacağız…

5 yorum:

  1. burak bahadır'ın vermiş olduğu röpörtajda bahsi geçen ve 8 mart 2010 tarihinde yapılan seçimde temsilciliği düşürülen kişi benim fakat ortada şöyle bir durum var ki o da: temsilciliğimin düşürülme nedenin ortalamamla alakalı olmaması. ötk başkanı olarak açıklma yapan arkadaşımın gerçekleri yansıtmasını beklerdim fakat yanılmışım. temsilciliğimin düşürülme nedeni benim alttan birden fazla dersim olması gösterilmiştir. buna bir kişinin seçimden hemen önce verdiği bir dilekçe ile karar verilimiştir. ne seçim komisyonu toplanmış ne de yönetmelikte böle bir maddenin olup olmadığına bakılmamıştır. ayrıca diğer 24 temsilcinin de gösterdikleri gerekçeye aykırı bir durumda olup olmadıkları gündeme bile getirilmemiştir. yönetmeliklerde alttan 2den fazla dersi olan kişinin temsilciği kabul edilemez maddesi olmasına rağmen bu göz ardı edilmiştir ve benim ne ortalamam 2.oo altındadır ne de 2den fazla alttan dersim vardır. tamamen kişilerin kendi çıkarları gözönünde tutularak temsilciliğim aykırı bir durum olmamasına rağmen düşürülmüştür. seçimlerde yaşananlar nedeniyle 9 fakülte temsilcisi arkadaş seçim kazamayacaklarını anladıklarını için değil seçimin kurallara aykırı yapıldığını gördükleri için seçim salonunu terk etmişlerdir.işte tüm bu yanlışlıklarla seçim gerçekleşmiştir.

    YanıtlaSil
  2. Didar arkadaşım, sonuç itibariyle "alttan dersin olduğu için" temsilci olma yetkin yokmuş. Yani kapı yine not ortalaması meselesine çıkıyor. Biz Beytepeliler olarak hala neyin peşinde olduğunuzu anlayamıyoruz. Yeni yönetim iyi niyetli birşeyler yapmaya çalışıyor gördüğümüz kadarıyla. Şenlikteki kazanılan parayı burs fonuna devretmek sizin niye işinize gelmedi? Bu çok büyük bir fedakarlıktır bence. Kendi çıkarlarınızı düşüneceğinize birazcık destek olun. Yıpratmaya çalışmayın artık şu insanları. Bu yaptığınız laf çarptırarak olayı uzatmak gitmek. Ayıptır, ayıp.

    YanıtlaSil
  3. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  4. alttan dersi olanları temsilci olmasıyla ilgili bir madde yokken nasıl oluyorda benim temsilci olmam yetkim olmuyor buna anlam veremedim. derdim temsilciliğimin devam etmesi falan değil sadece insanların yanlışlıkların farkında olmasını istemem. iyi niyetli arkadaşlar sayesinde bugün bu noktaya gelindi ve ayıbı kimin yaptığı gayet açık. bu seneye kadar ekip olarak iş yapan ve maddi olarak hiç bir şekilde kimsenin bir şey elde etmediği ötk sadece hacettepe öğrencileri için en iyisini yapmak vardı konuyu başka yerlere çekmenin anlamı yok. olayın içinde olmadan ve hakaretlere maruz kalmadan yorum yapmak çok kolay ama en kısa zamanda yanlışlıkların yapıldığı yargıdan alınacak sonuçla da anlaşılcak bunlar laf çarpıtmak değil gerçekler ama belli ki olaylara bambaşka yerlerden bakılıyo ne yazık ki...

    YanıtlaSil
  5. Amac ne olursa olsun toplanan para nerey giderse gitsin, su Bahar Senliklerine disardan kimse almayin kardesim ya. Uc kurus para kazanicaksiniz diye ogrencilerin butun yil bekledigi bir etkinligi rezil etmeniz gerek yok.

    YanıtlaSil