22 Nisan 2010 Perşembe

ÖTK nereye gidiyor?



Türkiye’ de Öğrenci Temsilciler Konseyi ülkenin dört bir yanından üniversiteye gelmiş olan öğrencilerin, fikir özgürlüğüne ve toplumsal dayanışmaya örnek düzeyde genç bir toplum kesimini oluşturması için bir araçtır. ÖTK, Hacettepe Üniversitesi’nde olduğu kadar birçok üniversitede öğrenci ile yönetim arasındaki bağı sağlamak için çalışan fakat bu görevini yerine getirirken yıl-lardır yaptıkları ve yap(a)madıkları ile daima bir tartışma konusu olmuştur. Fakat bu sefer tartışmanın konusu seçimlerin tekrar yapılması ve usulsüzlük iddası. Hüseyin Pilavcı ve Hatice Yıldırım, eski ÖTK yönetimi adına karşı iddaları yanıtlarken hiç bir sorudan kaçınmadan cevaplandırdılar Beytepe Postası’nın sorularını. İşte o röportaj…

Beytepe Postası: Geçen sene ÖTK’nın düzenlediği şenliklerde para kaçırılması iddialarına ne yanıt veriyorsunuz? Hüseyin Pilavcı: Böyle bir şey olması söz konusu değil. Bizim dönemizdeki verilen para, yani üniversiteden, sadece ses sistemine harcanıyor. Her şeyi sponsorlarla görüşüp menejerler aradan çıkartılarak, bulduğu sponsorla para anlaşması yapması mümkün değil. Sponsor parayı üniversitenin hesabına yatırıyor. ÖTK’nın para alması mümkün değil. Şenliğin gerçekleşmesi için elimizden geleni yaptık.Dünyanın emeğini verdik.
B.P.:Peki geçen sene Facebook ve benzeri sosyal paylaşım sitelerinde yer alan taciz ve uyuşturucu satılma iddialarına ne yanıt vereceksiniz? H.P.: Bundan bizimde haberimiz oldu.ÖTK olarak böyle bir şeye göz yumulmasına bırakın bunu yapabilecek kişilere, il önce, suç duyurusu açarız. Bilişim suçlarından dava açmayı düşündük bu iddiayı gündeme getirenlere karşı ama seçim olayları yüzünde ilgilenemedik. Taciz olaylarının varsa en baştaki sorumlusu ÖTK’dan çok alanın güvenliğini kim sağlıyorsa ondadır. ÖTK’nın her tarafta gözü olmasını bekleye-meyiz. Ama 4 günlük güvenlik raporlarında hiç bir şekilde taciz ve uyuşturucuya dair böyle bir olaya rastlanmamıştır.

B.P.: Üniversite şenliklerine dışarıdan insan alınması hakkında ne düşünüyorsunuz? Neden böyle bir uygulama var? H.P.: Şenlikler yapılırken zaten az miktarda bir para ile yapıyoruz. Şenliğin çeşitli gelir getirici kalemleri vardır. Yiyecek, içeçek gibi; ama bunlar yetmeyince dışarıdan gelenlere bilet kesilmesiyle kapatmaya çalıştık. Hacettepe’de mecbur kalıyoruz bütçe sıkıntısı yüzünden. Bu uygulamanın yanlış olmasını kabul etmemizle beraber bu sene eğer devam etseydik sadece üniversite öğrencisi alacaktık. Yeni yönetim öğrencinin şenliğini firmaya vermiştir. Bu arada büyük rantların dönmesi olasılığını güçlendiren çok tehlikeli bir durumdur. Kaldı ki, arkadaşlar bu yıl dışarıdan kimse alınmayacak diyor ancak firmanın elemanlarının kapı kont-rolünde bulunup Hacettepe Öğrencisi dışındakilerden ücret alma işlemini ne kadar sağlıklı yapacaklar, burası tartışılır.
B.P.: Seçimlere gelelim genel olarak anlatır mısınız? Neler oldu 23 Kasım 2009 seçimlerinde? Hatice Yıldırım: 2005 tarihli YÖK Öğrenci Konseyleri ve YÖK Ulusal Öğrenci Konseyi Yönetmeliği'nin "bir temsilci üst üste en faz-la 2 dönem temsilcilik yapabilir" ibaresinden yola çıkılarak, Sağlık Bilimleri Fakültesi temsilcisi ve ÖTK Başkanı İlker Pazarbaşı ve Edebiyat Fakültesi temsilcisi Hüseyin Pilavcı'nın temsilciliğinin düşürülmesinden sonra ve aynı yönetmeliğe göre, seçim kuralına aykırı olarak yapılan Tıp Fakültesi seçimleri iptal edilerek Tıp Fakültesi temsilcisi Burak Bahadır'ın temsilciliğinin düşürüldü.YÖK Öğrenci Konseyleri ve YÖK Ulusal Öğrenci Konseyi Yönetmeliği'nde yer almamasına rağmen, Hacettepe Üniversitesi Öğrenci Konseyi 1999 Yönergesi baz alınarak yapılan; sınıf temsilcileri seçilmemesi sebebiyle Spor Bilimler ve Teknolojileri Yüksekokulu seçimleri iptal edilerek temsilci İbrahim Özgür Türkalp'in temsilciliğinin düşürülmesi ve tüm bu sebepler ile genel seçim iptal edildi.

B.P.: İkinci seçim tarihinde neler oldu, 8 Mart seçimlerinde? H.P.: Bu sürede, ÖTK’ ya vekaleten Başkanlık yapması için İBBF temsilcisi ve Öğrenci Temsilciler Konseyi Genel Sekreteri Hatice Yıldırım atandı. 8 Mart 2010 tarihinde ÖTK Genel Kurul toplantısında, Yönetim Kurulu seçimlerini yapmak üze-re toplandı. Ancak; seçim öncesinde Edebiyat Fakültesi yeni temsilcisi Didar İSMAİLOĞLU için seçimden hemen önce yapılan itiraz, Seçim Komisyonu toplanmadan ve yazılı bir karar belgesi olmadan, sadece Özgür Türkalp'in itiraz dilek-çesine göre davranılmış ve temsilcinin temsilcilik niteliği 2005 tarihli sayılı Yüksek Öğretim Kurumları Öğrenci Konseyleri ve Yüksek Öğretim Kurumları Ulusal Öğrenci Kon-*seyi Yönetmeliğinde yer alan niteliklere aykırı olmamasına rağmen temsilciliği düşürüldü. Gerekçe olarak, temsilcinin alttan 2'den fazla dersi olması olarak gösterildi. Ancak, 2005 YÖK Yönetmeliğinde böyle bir madde yok. Bu madde, üniversitenin 1999 ÖTK Yönergesinde yer alır. Yönergeler, Yönetmeliklerin altında olup, onların eksikliklerini tamamlamak amacıyla kullanılırlar. 1999'da yapılmış bir yönerge, 2005’teki Yönetmeliğin eksikliklerini tamamlayamaz. 2005ten sonra yapılan bir yönerge olsa idi, o bahsi geçen yönetmeliğin eksiklerini kapatabilirdi. Bilgisizlik veya dikkatsizlik sonucu ya-pılan bu yanlış, hukuk müşavirlerince de dile getirildi.
B.P.: Peki ikinci seçime itirazınız neden? H.Y.: Temsilciği düşürülen Edebiyat Fakültesi Temsilcisinin yerine yeni bir temsilci seçilmeden yapılamayacak olan seçimler yapılmaya çalışılmıştır. Ayrıca, bugüne dek her Hacettepe Üniversitesi öğrencisi ÖTK'nin doğal üyesidir felsefesiyle Genel Kurul toplantılarına katılabilen öğrenciler ve bölüm-sınıf temsilcileri salondan çıkarılmıştır. Ve yine, YÖK Öğrenci Konseyleri ve YÖK Ulusal Öğrenci Konseyi Yönetmeliği gereğince Öğrenci Konseyi Denetleme Kurulu, Öğrenci Konseyi Genel Kurulu ta-rafından, görev süresi bitmekte olan ve öğrenciliği en az bir yıl daha devam edecek olan Öğrenci Konseyi Yönetim Kurulu üye-leri arasından seçilir. Ancak 08.03.2010 tarihli seçimde bahsi geçen kriterlere uygun kişilerin de içinde bulunduğu bir grup temsilci salon dışına çıkarılmıştır ve Denetleme Kurulunda görev alma hakları ellerinden alınmıştır ve yine, Yüksek Öğretim Kurumları Öğrenci Konseyleri ve Yüksek Öğretim Kurumları Ulusal Öğrenci Konseyi Yönetmeliği 2. kısım, 8. bölüm, 21. madde gereğince Öğrenci Konseyi Denetleme Kurulu, Öğrenci Konseyi Genel Kurulu tarafından, görev süresi bitmekte olan ve öğrenciliği en az bir yıl daha devam edecek olan Öğrenci Konseyi Yönetim Kurulu üyeleri arasından seçilir. Ancak 08.03.2010 tarihli seçimde bahsi geçen kriterlere uygun kişilerin de içinde bulunduğu bir grup temsilci salon dışına çıkarıldı ve Denetleme Kurulunda görev alma hakları ellerinden alındı.

B.P.: Dekanların bu seçimde söz sahibi olduğu iddaları hakkında ne diyorsunuz? H.Y.: Seçimde gözlemci olması gereken ve seçimi yönetme görevi bulunmayan Tıp Fakültesi öğretim üyesi Doç.Dr.Deniz Demiryürek seçimi yönetmiştir.Ayrıca
Tıp Fakültesi Dekanı Serhat Ünal daha önce diğer fakültelerin dekanlarını arayarak temsilcisine oy verilmesini istedi.
B.P.: Salon terk etme olayı nedir?Duyduğumuza göre salon terk edilip seçimler protesto etmişsiniz? H.P.: Usule aykırı yapılmakta olan seçimin bir parçası olmak istemeyen ve durumu protesto eden bir grup temsilci salonu terk etti. İçeride yapılan seçimde, YÖK Öğrenci Konseyleri ve YÖK Ulusal Öğrenci Konseyi Yönetmeliğine göre seçilmesi gereken Öğrenci Konseyi Divan Kurulu seçilmedi. Oy hakkı bulunan 26 temsilciden, 15 temsilcinin katıldığı tek adaylı seçimde; 14 oy alan (1 oy boş atıldı), Tıp Fakültesi temsilcisi Burak Bahadır Başkanlık görevine seçildi.

B.P.: Süreç nasıl devam ediyor? H.P.: Seçimin usul ve kurallara uygun yapılmadığı gerekçesi ile, YÖK Hukuk Müşavirleri ile görüşen temsilciler, haklı oldukları savıyla hareket ederek, Üniversite Rektörlüğü ve YÖK'e itiraz dilekçeleri verildi.

ÖTK seçimlerinde ne oldu?



Binlerce Hacettepelinin temsilcilerinin belirleneceği ÖTK seçimlerinden birçoğumuz haberdar olamadı ancak seçim sonrası eski ve yeni yönetim arasında karşılıklı olarak öne sürülen skandal iddialar Beytepe’de döndü dolaştı. Beytepe Postası Gazetesi olarak bu iddialara açıklık getirmek için eski ve yeni yönetimle ‘seçimlerde ne oldu?’yu konuştuk.

Beytepe Postası: ÖTK Seçimlerinde neler oldu?
ÖTK Başkanı Burak Bahadır: Öncelikle bu konu üzerine bu şekilde eğildiğiniz için ve bu konuya göstermiş olduğunuz hassasiyet için Beytepe Postası Gazete’sine ve sizlere çok teşekkür ediyorum. Gelelim soruya. ÖTK Seçimlerinde ne oldu? İlk seçimden önce yaşananları konuşarak başlayalım. İki şey dışında normal bir seçim süreci geçiriyorduk(23 Kasım’dan önce). O dönemki Edebiyat Fakültesi Temsilcisi ve Sağlık Bilimleri Fakültesi temsilcilerinin temsilcilikleri dışında. Bu arkadaşlardan birisinin 4. Dönemi(Edebiyat) diğerinin 3. Dönemi(Sağlık Bilimleri)’ydi temsilciliklerinde ve maalesef YÖK Öğrenci Konseyi Yönetmeliğinin, en son(2005) güncellenmiş halinin İkinci Kısım Üçüncü Bölüm Mad-de 9 d bendi uyarınca “Bir temsilci en fazla üst üste iki dönem görev yapabilir” diyordu. Biz, seçimlere yaklaşık 1 ay kala arkadaşlarımızı uyardık, üniversite yönetimine dilekçeler verdik. Bu arkadaşlara da defalarca durumu hatırlattık. Ancak arkadaşlarımız, yıllardır oturdukları bu koltukları daha genç arkadaşlara bırakmak yerine ısrarla seçimlere girdiler. Dilekçelerimize de seçim tarihine kadar bir yanıt alamadık. Ve sonunda 23 Kasım günü geldi, seçimler başladı. Seçim salonunda durumu bir kez daha hatırlattık fakat bu arkadaşlarımız bu kez de “Daha önce istifa ettiklerini” öne sürdüler. Bu arada seçim salonunda; tanımadığımız, hatta öğrenci olup olmadığından bile tam olarak emin olamadığımız bazı insanlar salonu garip bir şekilde etki altına alıyorlardı. Seçim yapıldı ve benim ekibim 15-11 seçimi kaybetti. İlk seçim tecrübesizliğimizdi ve bu salondaki ekstra insanların kim olduklarını sormak veya dışarıya alınmalarını talep etmek aklımıza bile gelmemişti. Ama bundan da önemlisi o anda temsilcilik nitelikleri taşımayan iki tane arkadaşımızın temsilci olarak seçime girmiş olması ve hatta bunların bir tanesinin başkan seçilmiş olmasıydı. Seçim bitti ve ikinci süreç yani temsilciliklerin düşmesi süreci başladı. Biz, YÖK’e de dilekçe yazmaya karar verdik ve yazdık. Bir süre sonra üniversitemizden, dilekçelerimizin yürürlüğe konulduğu ve araştırmaların başlatıldığı haberi aldık. Geniş bir spekturumda, yaklaşık 2 ay araştırmalar devam etti ve sonuç olarak bu 2 arkadaşın daha önce istifa etmediği, şu anda temsilcilik yapma haklarının bulunmadığı gerekçesiyle temsilcilikleri düşürüldü. Bu gibi usulsüzlüklerden ötürü bir daha aday olamayacakları açıklandı. Ancak, temsilcilikleri düşürülen arkadaşlar sadece onlar değildi. İlginç bir şekilde Tıp Fakültesi Temsilcisi olarak benim temsilciliğim ve Spor Bilimleri Temsilcisi olarak benim bir arkadaşımın da temsilciliği düşmüştü. Bizim temsilciliğimizin düşürülmesinde 1999 yönetmeliği baz alınmıştı. Gerekçe ise, Türkçe ve İngilizce bölüm temsilcilerinin ayrı ayrı, arkadaşımın program temsilcilerinin ayrı ayrı seçime girmemiş olmasıydı. Fakat bizim tekrar aday olma haklarımız vardı çünkü sadece seçim konseptinde hata görülmüştü. Yani bizde değil, seçim şeklinde hata vardı. Netice itibariyle bu 4 fakültenin seçimleri yenilendi. Fakat, edebiyat fakültesinin yeni seçilen temsilcisinin yine temsilcilik niteliklerine uygun bir temsilci olmadığı ve ortalamasının 2.00’ın altında olduğu ortaya çıktı. Bu arkadaşımızın temsilciliği de düşürüldü. İkinci seçime geldiğimizde (8 Mart) salonda toplam 25 adet seçmen, divan kurulu üyeleri, üniversite yönetiminden hocalarımız ve yine kim olduğunu tam olarak bilemediğimiz, öğrenci olduklarını iddia eden bazı insanlar vardı. Ama biz bu kez tecrübeliydik çünkü bir önceki seçimde salonu etki altında bıraktıklarını çok iyi biliyorduk. Temsilci olmayan insanların dışarı alınmasına yönelik dilekçe verdik ve uygun görüldü. İşte ne olduysa o zaman oldu ve salonu etki altına alan, kim olduğu belli olmayan bu insanların dışarı çıkarılmasına; diğer aday ve ekibi bü-yük ve garip tepkiler göstermeye başladı. Bu insanların dışarı çıkarılması neden bu kadar problem olmuştu bunu kamuoyu vicdanına ve yorumuna bırakıyorum. Bunun ardından, muhtemelen, seçmenleri etki altında bırakamayacaklarını ve seçimi kaybedeceklerini anlayan diğer aday ve ekibi salonu terk ettiler. Divan Kurulu Başkanımızın ve Seçimi Yöneten Akademisyen Hocamızın tüm ısrarlarına rağmen seçim salonuna geri girmediler. Dışarı çıkan seçmen sayısı 10, içeride kalan seçmen sayısı 15 idi. Salt çoğunluk sağlandığı için seçime geçildi. Ben aday olarak çıktım ve 14 oy alarak başkan seçildim. 1 oy ise boş çıktı.
BP : Bir diğer iddia ise Tıp Fakültesi Dekanı’nın diğer fakülte dekanlarıyla sizin için görüştüğü iddiası… B.B.:Üzülerek söylüyorum ki bu çok zavallı ve aciz bir iddiadır. Bu iftiranın ne şekilde, nereden atıldığını tam olarak bilmemekle birlikte; tıp fakültesi dekanı gibi Harvard Üniversitesi’nde kürsü sahibi, ülkemizin; sağlık alanında dünya devletleri arasında ilk sıralara oturmasında büyük emekler sarf etmiş, dünyanın önde gelen bilim adamlarından birisinin böyle şeylerle uğraşması söz konusu olamaz ve vakti de olmaz. Zaten kimsenin böyle bir şeye inandığını zannetmiyorum. Dekanımızı tanıyanların veya araştıranların beni daha iyi anlayacaklarını düşünüyorum.
B.P.: Okuldaki demokratik gençlik örgütleri ve öğrenci topluluklarıyla ilişkileriniz ne boyutta olacak? Stand açma yasağının kaldırılması, kulüp kurmanın önündeki bürokratik engellerin azaltılması ve toplulukların daha işlevsel hale gelmesi için çalışmalarınız olacak mı? B.B.: Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki bu arkadaşlarımız bu üniversitenin öğrencileriyse ve bizler de onların temsilcileriysek, onların bizlere sıkıntılarını iletmeleri en doğal hakları ve bizim bunlara çözüm aramamız en bü-yük görevimiz. İlişkilerimiz süreğen bir temas içinde ve samimi olmalı diye düşünüyorum ve bunun için de elimizden geleni yapacağız. Stand yasağının kaldırılması ve bürokratik engellerle ilgili çalışmalarımıza göreve gelir gelmez başlamıştık zaten ve devam da ediyoruz.
B.P.: Şenlikleri dışarıya kapatacak mısınız? bu seneki şenlikler geçen senelerdeki şenliklerden ne farkı olacak? B.B.: Kesinlikle evet. Üniversite öğrencisi dışında ODTÜ, Ankara, Bilkent öğrencileri girebilecek. Kriterimiz öğrenci olup olmaması, hiç kimse kampüse giremeyecek. Yani her 10 TL vereni içeri almamız söz konusu olamaz. Hırsızı var, kapkaççısı var, sapığı var vs. Bizim için gelen sanatçıların isminden çok öğrenci arkadaşlarımızın sağlığı önemlidir. Daha da önemlisi, buradan elde edilen gelirler “BURS FONU”na aktarılacak(Daha önceki şenliklerde hiç böyle bir şey yapılmamıştı). Maddi durumu iyi olmayan birçok arkadaşımıza destek olunacak bu gelirlerle…
B.P.: Eski ÖTK yönetimin hakkında kampüste dolaşan şenlik yolsuzlukları iddiaları hakkında ne düşünüyorsunuz? B.B.: Bu konuda çok fazla konuşmak istemiyorum. Umuyorum ki geçmiş yıllarda buralarda bulunan arkadaşlarımız da buraya emek vermişlerdir, iyi niyetlidirler.
B.P.: Yeni projeleriniz nelerdir? Örneğin Yemekhane zammı gündemde. Zammı durdurmak için birşeyler yapacak mısınız? Dahası kapatılan fakülte kantinlerinin yeniden açılması ve yurt kantininden tekrardan bütün Hacettepe öğrencilerinin faydalanması için bir planınız var mı? B.B.: Kısaca, başlık halinde birkaçından bahsedeyim İdaride-öğrenci belgesi ve transkript alımının ücretsiz olması, sağlıkta-arkadaşlarımızın mediko yerine Hacettepe Hastanelerinde de dilediği zaman muayene olabilmeleri, sosyal alanda-üniversitemize spor kompleksi ve yüzme havuzu yapılması, ulaşımda-servis fiyatlarının biraz daha aşağı çekilmesi ve kam-püs içlerinde, beytepe kampüsü-köprü arasında ücret-siz ring sağlanması, eğlencede-şenliklerle ilgili yukarıda saydıklarım ve buradan elde edilen gelirle maddi durumu iyi olmayan arkadaşlarımıza burs imkanı sağlanması vs… Yemekhane zammı şu an için biz ertelettik. Ve elimizden geldiğince erteleteceğiz. Sadece şöyle bir şanssızlığımız var, yemeklere yaklaşık 3 senedir zam yapılmıyordu ve vakit gele gele bizim yönetimimize denk geldi. Fakat biz bunu mazeret olarak göstermiyoruz ve göstermeyeceğiz de. Eğer zam gelirse biz bunu bizim başarısızlığımız sayarız, ama bu yıl içinde zam yaptırmazsak da bu bütün öğrencilerimizin başarısı olsun. Biz bu gayedeyiz. Kan-tinlere gelince, bu da çok sıkıntılı bir konu. Arkadaşlarımızın kaygılarını gerek mesaj ve maillerinden gerekse de temsilci arkadaşlarımızdan alıyorum. Buradaki kantin ihalelerinin daha aşağı fiyatlara çekilme-sine uğraşıyoruz ki kantin sayıları artsın. Fakültelerde kantinler yeniden açılabilsin. Yurt kantinine duvar örülmesi bizim yönetimimize denk gelseydi, emin olun bunu engellerdik. Şu an örülmüş olan duvarın tekrar açılması için uğraşıyoruz ve inanıyorum ki buna mantıklı bir çözüm yolu bulacağız…