26 Nisan 2011 Salı

Bir Direnişin Tarihi ve Şeytanın Müziği

Mesut Kaplan


Blues, aslen Afrika kÖkenli bir mÜzik tÜrÜdÜr.Önceleri,köle ticaretinin baslamasiyla birlikte Amerikaya getirilen zenci kölelerin kendi kültürlerini koruyabilmek icin kullandiklari sosyal bir araç oldu. 1865 senesinde köleligin kaldirilmasiyla birlikte Amerikan toplumu icinde yankı buldu ve buradan da tüm dünyaya yayildi. Ortaya çıkış tarihi kesin olmamakla birlikte ilk zenci kölelerin Amerikaya ayak bastigi 1619 senesi, Blues'un dogum tarihi olarak kabul edilebilir. 1865 senesine kadar süren köle ticareti sonucunda Amerikadaki zenci nüfusu yaklasik olarak üç milyonu bulmustur.


Amerikaya getirilen ilk köleler, Mississipi Nehrinin besledigi ve büyük pirinç tarlalarinin bulundugu New Orleans ve Memphis bölgelerine yerleştirildiler. Köleler tarlalarda calisirken bir yandan da hep bir agizdan şarki söylüyorlardi. Bu sarkilarin sözleri ise özellikle seçilmiş, özgürlügü, birligi, beraberligi ve ümidi asilayan, haksizliklari sorgulayan sözlerdi.Çiftlik sahipleri,bu özgürlük çirpinislarini bir nebze de olsa engellemek ve köleleri rahatlatmak icin Cumartesi geceleri eglence duzenlemelerine izin verdiler ama bu eglencelerde soylenen sarkilar ozgurluk cigliklarini daha da alevlendirdi. Boylece ilk blues besteleri ortaya cikiyordu. Ic savaşın sona ermesi ve köleligin kaldirilmasiyla birlikte, Amerikada yeniden yapilanma plani ortaya kondu fakat bu plan beyazlarin ırkçı davranislari nedeniyle bir sonuca ulasamadi. Bunun uzerine zenci halk yeni umutlar için kuzeye yöneldi. Bu göç sırasında Amerikaya gelen göçmenler ile kültür alişverişinde bulundular. Kimi zaman geleneklerinden, kimi zaman yasam bicimlerinden ama ozellikle muziklerinden etkilendiler. Kendi muziklerinde kullandiklari banjonun (ki kokeni Afrikadir) yaninda, Irlanda ve Iskoç göçmenlerden kemani, güneyli göçmenlerden ise mandolin ve gitari öğrendiler. Böylece zenci müziginde etkin hale gelecek gitarin tohumlari da atilmişoluyordu. 1890lara gelindiğinde ise gitar üretimi bir sektör haline gelmeye başlamıştı. Bu sektörün öncülüğünü de gitar üretimini halen sürdüren iki şirket yapmaktaydi: Orville GIBSON ve C.F. MARTIN şirketleri.Bu şirketler ileride ki blues dehalarının adını yükseltecek ve tek kapital ortamı yaratan neden olacaklardı.

1900lerin başina gelindiğinde zenci şarkıcılar ve söz yazarlari,özellikle Memphis sehrinde ortaya cikmaya baslamislardi. 1909 senesinde ise blues tarihi icin belki de ilk altin sayfa açiliyordu. Memphis sehrinin belediye başkan adaylarindan E.H. Crump, yeni yeni kurulmaya başlayan blues gruplarindan biri olan Handys Bandden secim propagandasinda kullanilmak üzere bir parca yazmalarini istemişti.Bu grubun yazdiği Mr. Crump isimli parca ile hem E.H. Crump başkanligi kazaniyor hem de Handys Band, Memphis Blues olgusunu geniş bir çevreye tanıtıyordu.
Bu dönemi izleyen yıllarda, belirli bölgelerdeki müzisyenler,o yerlerin kültür ve etnik yaşantısından etkilenerek farklı blues türleri ortaya koymuşlardi. Yazilan parçalar esas olarak blues altyapısını kabul ediyor fakat özellikle gitaristlerin tekniklerinde bölgeye has bir farklılık göze çarpıyordu.Bir süre sonra ortaya çikan bu yeni türler de bölgelerinin ismiyle anılmaya başlayacaktı.Örneğin Memphis Blues, Delta Blues, Texas Blues gibi. Blues ile caz müziğin yakinlaşmaya başladiği 1930'lu yılların başlarında,ünü daha sonra tüm dünyaya yayilacak olan trompetçi Lois Armstrong, King Oliver Bande katiliyor ve gelecek yirmi yila damgasini vuracak bir müzisyenler böylece taninmaya başliyordu.Gelişen teknoloji ile birlikte blues etkisi de günden güne artiyor, yeni müzisyenlerin ortaya çikmasıyla tüm Amerikaya dalga halinde yayılıyordu.Bu dalgaya jump, boogie veya rhythm & blues diyenler de vardi. Fakat kim ne derse desin, tek bir şey kesindi, kimse geriye bakmıyordu. Artık müzik alaninda gelişim ve yeni keşiflerin yapılma zamanıydı çünkü siyahiler artık nefes almaya başlamışlardı.Blues artık bir marka olmaya başlamış ve belkide siyahiler için tek yol olmuştu.

1948 yılında Riley King isimli bir diskjokey, İLK ZENCİ RADYOSU olan WDIA Memphis ile anlaşıyor ve dört yıl sürecek bir radyo proğramı sunmaya başlıyordu. Bu program sayesinde dinleyicileri ona yeni bir isim takacaklardı: Blues Boy ya da kisaca B.B. KING. KİNG aslında sadece BLUES un simgesi değil özgürlüğün ve direnişinde sembolüydü.Bir zenci direnişin pasif-yavan yaşandığı baskıcı poltikalara karşı bir bakıma böyle gögüs germiş ve insan yerine konulmayan zenci halkın ilk radyosunu açtırmış ve kendisi programını yapmıştır.Irkçı olan beyazlar ise onu sadece hayranlıkla dinlemişlerdir.B.B KING zencilerin özğürlükte ki dönüm noktaları olmuştur.

(Bu tarihler de II.DÜNYA SAVAŞI yaşanmaktadır veya etkisi devam etmektedir...)

II. Dunya Savasi sonrasi Ingiltereden ayrılan Amerikan askerleri, beraberlerinde getirdikleri birçok blues albümünü burada bırakmışlardı.Geride kalan albümler Ingilizler tarafından ilgi görmeye başladi.Böylece BLUES dünyada yayılmaya ve etkileşimlerine başlamış bulunmaktaydı.


1967 li yılların başlarında,kendine herzaman asi çocuk denilen bir ZENCİ daha çığır aşacak,ileriki yıllarda adını sıkça duyacağımız ''Jimi Hendrix'' i tüm dünyaya duyuracaktı.JİMİ,çocukluğu sancılı geçen bir zenci çocuktu.Annesi o küçükken ölmüş ve babasıyla yaşayan,okulda zenci olduğu içiin hergün arkadaşları tarafından aşşalanan,öğretmenin de sevmediği asi bir çocuk karekterine büründürülmüştü adeta.Hendrix ortaokulu bitirmiş fakat Garfield Lisesi'nden mezun olamamıştı.

Hendrix 1960'li yıllarda gazetecilere verdiği bir demeçte: "İnsanlar orda ırkçıydılar, ben başarısız oldum çünkü siyahtım." dedi.
.
.
.

1967 yılında ki ilk konserinde BLUES müziğin adını yine bir ZENCİ hafızalara kazıyor,gitarI tÜm izleyicilerin ÖnÜnde alevler icinde kaliyor ve gitarini blues ateşinin emrine sunuyordu.O tek aşkı gitarına kıyıyor fakat blues sevgisinin kolay kolay sönmeyeceğini de ispat ediyordu. Evet dostlarim, bu ates belki bir gun sönecek ama henüz değil. Cünkü blues sevgisini, tekniğini, ekolünü gelecek nesillere taşiyacak birçok genç bluescu yetişmekte.Çünkü blues örgütlenmesi çok eski yıllara dayanan sevginin,aşkın,direnişin ve baş kaldırının ta kendisidir.

BLUES SEVGİDİR.BLUES BAŞKADIR.BLUES BİR YAŞAM TARZIDIR.BLUES İYİDİR...

1 yorum:

  1. https://groups.google.com/forum/#!topic/iktisattarihi2008/5ITZHLDq4os

    YanıtlaSil